RÖPORTAJ: Kubilay Yalçın Gerboğa (ÖZEL)
Bitkisel ve ya doğan diye aktarlardan alınan bazı cinsel gücü arttırdığı iddia edilen ilaçlar ciddi kalp damar hastalıklarına ve kalp krizlerine neden oluyor. Denizli Özel Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Özgür Taşköylü, “Kesinlikle kalp testi yapılmadan kullanılmasını önermiyoruz” dedi.
Denizli Özel Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Özgür Taşköylü, bitkisel ürünlerdeki tehlikeleri ve kontrolsüz kullanımın yaratacağı sorunları değerlendirdi. Birçok ilacın çıkış noktasının bitkiler olduğunu söyleyen Uzman Taşköylü, “Bitkiler belirli incelemelerden sonra ilaç haline dönüşüyor. İlaç haline dönüştürüldükten sonra ilaç olarak aldığınızda miligram olarak içindeki madde miktarı belli oluyor. Ancak oradan topladığınız ot ile buradan topladığınız otun kurutulma şekline göre bile içindeki etken madde miktarı farklı oluyor. Bu nedenle standart söz konusu değil. Bunların dışında kontrol edilmeden kullanılmaması gereken ilaçlar var. Bunların içinde cinsel gücü arttırıcı ilaçlar da var. Tamamen bitkisel olduğunu söylendiği halde ilaçlar bitkisel olmayabiliyor” dedi.
“YALANCI ZİNDELİK SAĞLIYOR VE GEREĞİNDE FAZLA YORULMAYA NEDEN OLUYOR”
Çoban çökerten otu ve piyasadan kaldırılan bazı ilaçlar hakkında konuşan Taşköylü, “Çoban çökerten otu ve kalp hastalarına iyi geliyor diye sıklıkla kullanan ve piyasadan toplanan bazı ilaçlar kalp krizlerine ve ölümlere neden oldu. Bu otun ve ilaçların içindeki madde testosteronu arttırıcı bir maddedir. Yani sporcuların doping olarak kullandığı bir maddedir. Dolayısıyla zindelik hali sağlıyor insanlarda ama kalp hastası birisinin böyle bir maddeyi kullandığı zaman yalancı bir zindelik hali oluşturuyor ve gereğinden fazla yorulmasına neden oluyor. Bu da krizleri tetikleme potansiyeli oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
“KONTROLSÜZ CİNSEL GÜCÜ ARTTIRICI İLAÇ KULLANIMI KRİZLERİ TETİKLER”
Her bitkisel ilacın, doğal olmadığını ve kimyasal ilaçlarla karıştırılıp piyasaya sürüldüğünü dile getiren Taşköylü, “Aktarlarda kullanılan bitkisel ilaçlarda özellikle son dönemlerde sıklıkla satılan, gerek Çin olsun, gerekse de Uzak Doğu’dan gelen çeşitli ilaçlarda özellikle bunların içerisine ilaç etken maddelerinin karıştırıldığını da duyuyoruz. Bunların hiçbir kontrolü yok. Sağlık Bakanlığı’nda bitkisel olarak geçiyor ancak denetlemesi yok. Bunlar aktarlarda satılıyor ve etken maddeleri nasıl elde ettikleri ve ne kadar sağlıklı olduklarını bilmiyoruz. Özellikle cinsel gücü arttırıcı veya sertleşme problemi olan hastalarda kullanılan bu tür ilaçların etken maddelerin kalp hastalarında kullanılması sakıncalı. Böyle bir hasta kullanacağı zaman öncelikle biz muayenesini yapıyoruz. Eğer kullanmasında sakınca olacak bir durum yok ise kullanmasına izin veriyoruz. Dolayısıyla bitkisel diyerek bunları alıyorlar ama bitkisel olmayan ilaçları da bunların içerisine karıştırılıyor. Karıştırılmasa bile ne kadar doz alacaklarını bilemedikleri için ve özellikle kalp hastalığı varsa yan etkiler, ciddi sıkıntılar ve kalp krizlerine varan sorunlar yaşanabiliyor” diye konuştu.
“AKTARLARDAKİ HAP VE KAPSÜL BİÇİMİNDEKİ İLAÇLARI KESİNLİKLE ÖNERMİYORUZ”
Bitkisel ilaçların önemini vurgulayan Taşköylü, fazla miktarda alınmadı takdirde kullanılmasında sakınca olmadığını söyledi. Hap ve kapsül şeklindeki ilaçların kontrol edilemediğini söyleyen Taşköyülü, “İçerisinde ne kadar ve hangi maddelerin olduğunu da bilemiyoruz. Dolayısıyla bunların alınmasını hiçbir zaman önermiyoruz. Bitkisel ilaçlar normal şartlarda alınabilir. Yine çok fazla miktarda alınmaması gerekir. Cinsel arttırıcı ilaçların eczanelerden alınmasını da önermiyoruz. Öncelikle kalp kontrollerini yapılmış olması lazım. Yapılmadan eğer ciddi bir kalp damar tıkanıklığı rahatsızlığı varsa yine ölümcül krizlerin oluşmasına neden oluyor. Dolayısıyla kalp damar riski olan insanlarda kesinlikle tek başına kullanmasına izin vermiyoruz” açıklamalarında bulundu.
“DİYABET, HİPERTANSİYON, KOLESTERO VARSA…
Risk faktörünün önemli olduğunun altını çizen Taşköylü, “Kalp kontrollerinin yaşı yok. Eğer risk varsa üroloji uzmanları kardiyolojiye yönlendiriyor. Ama genç yaşta olanlarda risk faktörü düşük olanlarda yönlendirmeyebiliyorlar. Yaşlı hastalarda, diyabet, hipertansiyon, kolesterol setliği, sigara içimi bu gibi risk faktörleri varsa kesinlikle kontrolsüz kullanmalarını önermiyoruz” diye sözlerini bitirdi.