Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
28 Kasım 2025 Cuma
Siyaset Haberleri
15 Ekim 2025

Çavuşoğlu’ndan Kayak Merkezi Resti

Denizli Büyükşehir Belediye Meclisinin ekim ayı toplantısı birinci birleşimi, dün DBB Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu başkanlığında gerçekleştirildi. Çavuşoğlu’nun gündemde yer alan maddelere geçmeden önce kentle ilgili son gelişmeler hakkında yaptığı konuşmalar üzerine, AK Parti Meclis Grup Başkanvekili Feride Kabadayılar söz alarak Çavuşoğlu’na yanıt verdi. Bu yanıtla birlikte mecliste bir süre karşılıklı atışmalar yaşandı. MANİPÜLE EDİYORSUNUZ Kabadayılar, birkaç konu başlığı olduğunu belirterek, bunları son iki yıldır neredeyse her toplantıda konuştuklarını ifade etti. Bozdağ Kayak Merkezinin iki aydır gündeme geldiğini vurgulayan Kabadayılar, Bozdağ Kayak Merkeziyle ilgili, Kültür ve Turizm Bakanlığının denetim raporunu geçen mecliste okuduğunu hatırlatarak, “Zaten kamuoyu da biliyor neden böyle bir yola başvurulduğunu. Defaten ikazlar yapılmış, sizin döneminizde, önceki dönemlerde ikazlar yapılmış. Bunu bakanlık belli bir prosedür çerçevesinde yapmak zorunda olduğu şeyleri yapmak durumunda, yani inisiyatif kullanamaz, kişiye özel bir ayrıcalık yapamaz. Bu bir gerçek. Evet, Denizli'nin yatırımı, Denizli’de, Denizli’den bir yere taşınmış da değil; taşınıyor, elimizden gidiyor değil. Yine bakanlığın, yine bu devletin bir kurumu. Denizli Büyükşehir Belediyesi de bu devletin bir kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu devletin bir kurumu. Hiçbir kamu kuruluşu kendine bence ayrıcalık düşünmesin, vatandaşı nasıl denetliyorsa, yine Halk Ekmek nasıl denetlendiyse diğerler ekmek fırınları da aynı şekilde denetleniyor. Keza Kent Lokantaları nasıl denetleniyorsa herhangi bir esnafımızın lokantası da aynı şekilde denetleniyor. İl Tarım Müdürlüğü şikayetlerini ve rutin denetimlerini yapmak durumunda. Ben burada onların avukatlığını yapmak istemiyorum ama görünen de bir şey var. Siz öyle bir manipüle ediyorsunuz ki tamamen bütün kurumlar Büyükşehir Belediyesi'nde, CHP'li belediyelerin üzerinde gibi davranıyorsunuz ama böyle bir şey yok. Her belediye, her işletme rutin denetimlerini geçiriyor, bu denetimlerden rahatsız oluyorsanız yapacak da bir şey yok, rahatsız etmeye devam edecekler bu kurumlar. Çünkü bu kurumlar da görevini yapmak zorunda, orada oturan kurum müdürleri de görevlerini yerine getirmek durumunda" ALKOLLE İLGİLİ BİR SORUNUMUZ YOK Alkol ruhsatıyla ilgili konuya cevap veren Kabadayılar, “Turizm Bakanlığının verdiği ruhsatlarla ilgili, biz bunu zaten söylüyoruz yani bizim AK Parti olarak alkolle ilgili bir sorunumuz yok, isteyen istediğini içiyor zaten kimseyi de böyle ne yargılayabiliriz ne de eleştirebiliriz, herkes bu konuda özgürdür. Özel işletmeler başvurularında şartlarını yerine getirebiliyorlarsa evet onlara da ruhsatları verilir. Ama bizim itirazımız burada belediye de bir kamu kurumu. Kamu kurumlarında alkol vermek yasak, yani uygun değil. Anayasada da kamu kurumlarında bağımlılık yapıcı, uyarıcı herhangi bir ürün temin etmek ya da kullandırmak yasak. Sonuç itibariyle bizim burada alkol içenle içmeyenle onla bunla bir derdimiz yok, alkol içirenle de bir derdimiz yok. Eğer derdimiz olsaydı 20 yıldır, 25 yıldır bu ülkede hiçbir kurum ya da hiçbir işletme başvuru da yapamazdı, yaptığı başvuruya da olumlu cevap alamazdı. Eğer şartlar uygunsa mutlaka zaten alınıyor. Ama bizim derdimiz belediyenin tesisine bunu sağlamış olmak.” İstiklal Caddesindeki toplu ulaşım öncelikli uygulamadan dolayı esnafın sıkıntısını dile getiren Kabadayılar, ”Esnafımız hala sıkıntıda, bu konuyla ilgili bir çözümünüz var mı? Esnafımız artık isyan ediyor, buna bir çözüm bulmak durumundayız. Biz yaptık oldu ile olacak bir şey değil. Bu esnafımızın sesine kulak vermek ve çözüm bulmak zorundayız” dedi. ESNAF BU EKONOMİDE MÜŞTERİ BULAMIYOR Çavuşoğlu, eleştirilere karşı yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “Evet ekonomiyle ilgili bir çözümümüz var, Allah'ın izniyle bir şeyi değiştirdiğimizde bu insanların ekonomisi de değişecek. İnşallah onu da başaracağız. 23 yılın sonunda oradaki insanların sadece yol kapandığı için isyan ettiğini düşünecek kadar siyasetten, toplumdan uzaklaştıysanız ben sizin adınıza üzülürüm. O insanların çoğu alışveriş edecek adam bulamıyor, dükkânına gelecek müşteri bulamıyor. 22 bin lira asgari ücret verip 20 bin lira ev kirası ödeyen adam oraya gelip nasıl alışveriş etsin. Ya ayrı dünyalarda yaşıyoruz ya o sokaklara çıktığınızdaki bu insanların isyanlarını sadece oradan 2 araba parkını kaldırdım 2 şeridi düzenledim diye isyan ettiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.” "Bizim kimsenin içkisiyle işimiz yok” diyen Çavuşoğlu, “Ama bizim önüyle arkası farklı olan adamlarla işimiz var. Uçakta şampanyaları patlatıp bakara makara deyip bakanlık yapanların olduğu bir ülkede kimin ne kadar ahlaklı kimin ne kadar bu işlerden nemalandığını da biliyoruz. Turizm Bakanlığı bu memleketin her köşesine pıtrak gibi alkollü ruhsat veriyor, bizim verdiğimiz de biz sonuçta bir kamu görevi ifa ediyoruz, bu şehirde yaşayan herkesin içenin de içmeyenin de, ibadet edenin de etmeyenin de neye ihtiyacı varsa hepsini karşılamakla mükellefiz. Ben bu şehrin 1 milyon 50 bin kişisinin ödediği vergilerle gelen bütçeyi yönetiyorum. Bunun içinde o sizin dediğiniz gibi arkadaşlar da var, demediğiniz gibi arkadaşlar da var. Aleni içenler de var kapı arkalarında kafa çekenler de var. Kurumların hassasiyetleri konusunda sonuna kadar katılıyorum. Ama kurumlar sadece hassasiyetlerini CHP’li belediyelerle değil o kurumlar hassasiyetlerini çuvalla para götürenlerin, her yeriyle belgeli, bu memleketin adamlarını çalıştırıp parasını benim belediyeme ödetenlere de aynı hassasiyeti göstersinler. Emin olun o zaman var ya baş tacı yaparım hepsini” yanıtını verdi. VERSİN BENİM 750 MİLYON LİRAMI Kayak merkeziyle cevap veren Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Herhalde ya tam anlatamadım ya iyi dinlemediniz. Ben kayak merkeziyle ilgili yapılan işlemin neden doğru olmadığını bir kez daha anlattım. Ama sizden şunu beklerdim ki; bugün anladığım kadarıyla da bu belediyenin tesisi Turizm Bakanlığına geçiyor olması sizi ayrıca mutlu etmiş. Çünkü bu işten hiç hezeyan duyan, ya olur mu başkanım hakikaten imar sahasının dışındaymış. Olur mu ya bir konteyner? Bu yapılır mı? Hatta konteyner sizden önce bizim partinin zamanında oradaymış, vallaha doğru söylüyorsunuz başkanım ya, mermi gibi gitmemiz lazım, biz bunun için mücadele etmemiz lazım demenizi beklerdim ki bahsettiğim gibi düşünüyor olmasaydınız bunu derdiniz ama siz diyorsunuz ki Turizm Bakanlığı da kamu kurumu. Yav versin benim 750 milyon liramı, tepe tepe kullansın, hiç sıkıntı duymam. Ama gelir o uyduruk konteynerden dolayı Denizli Büyükşehir'in malına çökerlerse ona itirazı var, çöktürmem, çöktürmeyeceğim. Altını bir kez daha çiziyorum; o malı Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinden alırlarsa bu şehirde hangi kamu kurumunda malım varsa açıkça söylüyorum bir kez daha ifade ediyorum, bu kurumlar arası kavga falan değildir, bu birinin şamar olanı muamelesi görmesinin engellenmesidir. Denizli Büyükşehir Belediyesi ve CHP’li belediyeler şamar olanı değildir. Sabah güne başladığınızda tokat atabileceğiniz kurumlar değildir. Herkesin elindeki yetkiyi gereksiz, yasal dayanağı olmadan fütursuzca kim kullanıyorsa ben de Büyükşehir Belediyesi olarak yasal dayanaklarımı sonuna kadar kullanırım, bundan da hiç kimsenin şüphesi olmaz. Onun için anlattığım şey o sizin geçen gün okuduğunuz şeyin doğru olmadığını, imar anlamında doğru olmadığını, hukuken doğru olmadığını bir kez daha paylaşıyorum ve şunu diyorum. Bak hala iktidar partisindeyseniz, ben olsam sizi yerinize koşmaca Ankara'ya giderim, varırım Ankara'da yav hakikaten derim ya bunu nasıl yaparsınız siz. Şehrim Denizli diyorsunuz ya, onun için bunu yapmanız lazım, birinci önceliğiniz Denizli ise bunu yapmanız lazım. Yok Büyükşehir’den gitmiş de öbürü de bizim de... Versinler o zaman bana bir milyar lira para da ben de bir göreyim bakayım hepimiz kamu kurumu muyuz değil miyiz? Paramı ödüyorlar, her bulduğu yerde eziyet ediyorlar, sonra ikimiz de aynıyız, aynı değiliz. Biz halk için çalışıyoruz, bizim hizmet anlayışımızda yetimle garibin hakkını yiyenlerle yürünecek yolumuz yok bizim. Öyle bir şey yok. Bu şehrin kaynağını almak mı istiyor Turizm Bakanlığı?” BU SİYASİ HESAPLAŞMADIR Kayak merkezinde söz konusu konteynerin fotoğrafını gösteren Çavuşoğlu, "O uyduruk 5 bin liralık konteyner için o malı alamaz, bunu alıyorsa bu kamuoyuna yazık. Versin benim harcadığım parayı, versin Büyükşehir'in bütçesine istediği gibi kullansın. Yapamaz ayrıca da çalıştıramaz, kar yağsa kepçe bulamaz, tuzlayacak araba bulamaz, çöpünü alamaz, tuzunu alamaz, nereye yapacaklar onu. Bu siyasi hesaplaşmadır, bu siyasi erkin bir başka üstündeki kurmuş olduğu tahakkümdür. Kurdurmayacağım, kuramayacak kimse. Ben 1 milyon 50 bin insanın yetimin garibiyle hepsinin hakkını savunmak zorundayım. Madem öyle, hepimiz kardeşiz, hepimiz kamu kurumuyuz. Ya bir telefon aç da bana 1 milyar lira bir göndersinler, her yere gönderiyorlar AKP'li belediyelere, bir güzellik de bana yapsınlar, 30 otobüs versinler, 40 iş makinası versinler. Hadi yapsınlar, hepimiz aynıyız ya... Ne aynısı, aynı değiliz. Biz halkın tarafındayız, biz halka hizmet etmek için uğraşıyoruz, gecemizi gündüzümüze kattık 24 saat bunun mücadelesini veriyoruz. Beltaş'tan para çalan adamın yargılanması için mücadele ediyorum ben. Belediyenin personelini kendi özel işinde kullanan, donunu yıkatan adamın parasını Denizli Büyükşehir Belediyesi'ne ödetmesini hazmedemiyorum, bunun hesabını soruyorum, gelin beraber soralım bu hesabı. Orada yoksunuz. Adamı oturtturuyorsunuz yanınıza aynı partide siyaset yapıyorsunuz, adamı yanınıza oturtturuyorsunuz adam gülüyor ya, adam gülüyor gülüyor. Hiç vicdanınız sızlamıyor mu sizin? Adam yemiş ya şehrin personelini kullanmış ya. Belgesiyle her şeyiyle açık. Siz de biliyorsunuz. Siz o dönem kadın kolu başkanıydınız. O benim Barış Han denilen personelin o adamın her yerde yanındaydı. Gözünüzle görüyordunuz. Hani burada dursanıza madem, hani bu şehir hepimizindi, hani bu kaynakları beraber kullanılacaktık, hani hep kardeştik. Şu mu benim iptal gerekçem? Allah'ını seversen aynı gün kaldırmışım ya. Burada ayağa kalkmanız lazım, bu şehrin ayağa kalkması lazım. Bu şehrin siyasetçilerinin hiçbir fikir ayrımına düşmeden ayağa kalkması lazım. Siz hala kalkmışınız Turizm Bakanlığına versen ne olur. Vermeyeceğim ya vermeyeceğim, Davayla da vermeyeceğim, ama alırlarsa da Allah şahidim olsun. Yukarıda ne kumunu alırım, ne suyunu alırım ne çöpünü alırım, hiçbir işini de görmem. Kamuda kim benim malımdaysa tahsis süresi dolduğu zaman da çıkar gider o 1 milyar lirayı harcasınlar gitsinler bina yapsınlar onlara, öyle bir dünya yok. Bundan dolayı bir tahsis iptal edilemez” BİZ SİYASİ KURUM DEĞİLİZ ARTIK Kongre ve Kültür Merkezinin adının değiştirilmesi konusuna da değinen Çavuşoğlu, "Ali Marım'la ilgili kısım da döndü valilikten geriye o meclis kararı alacaktık, siz de çıktınız burada kendiniz söylediniz 'biz bunun kaldırılması istemiyoruz' diye. Ben de diyorum ki biz Denizli Büyükşehir personelleri, belediye başkanından başkan vekiline, biz siyasi kurum değiliz artık. Biz şehrin rozetini Türk bayrağından almış personelleriyiz biz buranın, biz belediye personeliyiz. Ama o belediye personeli değil Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkan yardımcısı ve şu cümleyi kurabiliyor, 'benim oradan adımı sildiklerinde AKP'nin adını sildiler' diyebiliyorsa, bir dahaki sefere onu da seyrettiririm, diyebiliyorsa demek ki AKP'yle özdeşleşmiş. Ama beni CHP'yle özdeşleştirmiyorlar. Benim artık adım Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Nuri Çavuşoğlu, adı Denizli Büyükşehir Başkan Vekili Ali Marım bizim adımız. CHP'li Nuri Çavuşoğlu değilim artık ben, o CHP'li Ali Marım değil artık. Bırakın bu şeyleri" diye konuştu.

4 Ekim 2025

Doğan “Belediye Başkan Yardımcısı Ve Personelin İfade Verdiği İddiası Gerçek Dışı”

Merkezefendi’de belediye başkan yardımcısı ve belediye personelinin polise ifade verdiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Başkan Doğan, bir meclis üyesinin müfettişlere verdiği şikayet dilekçesi üzerine muhakkik atandığını açıkladı. Merkezefendi Belediye Meclisi’nin 2025 yılı Ekim ayı toplantısı birinci birleşimi, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan başkanlığında gerçekleştirildi. Gündeme geçmeden önce başkan yardımcısı ve bazı belediye personelinin ifadeye çağırıldığı yönündeki iddiaları gündeme getiren Doğan, neler yaşandığını anlattı. Ortaya atılan iddiaların kendisini yıpratmaya yönelik olduğunun altını çizen Doğan, doğru işleri yapmaya devam edeceklerini vurguladı. Bu iddiaların çalışmalarını etkilemediğini ama insanların merak ettiğini dile getiren Doğan, “Şehirde bir aydır Büyükşehir, Merkezefendi, Pamukkale, Bozkurt, Babadağ, bunların hepsi parti fark etmek sizin her ilçede mülkiye müfettişi var. Hatta kaymakamlık, ilçe emniyet, diğer kurumlarda da mülkiye müfettişi var. Biz belediyeler her yıl Sayıştay tarafından denetleniriz. Ama 5 yılda bir de Mülkiye müfettişlerinin rutin denetimleri olur. Şimdi bu rutin bir denetim” dedi. MECLİS ÜYESİ ŞİKÂYET ETMİŞ Mülkiye müfettişinin verdiği raporu okuyan Doğan, “Merkezefendi Belediye Meclis Üyesi tarafından verilen şikâyet dilekçesi üzerine Denizli Valiliği’nden konuyla alakalı uzman teknik elemanlarca dilekçede belirtilen hususlar tek tek ayrıntılı şekilde incelenmiş, incelenecek gibi de bize bir rapor verildi. Yani, öyle bir haber yapılmış ki sanki mülkiye müfettişi bizim burada bir şey bulmuş, biz sıkıntıdayız. Mülkiye müfettişi bize raporunu verdi. Mülkiye müfettişinin bize verdiği rapordan, bunu paylaşabiliriz, zaten sitemizde yayınlıyoruz galiba, hiçbir problem yok. Ama bu bir meclis üyesi arkadaşımızın verdiği şikâyet dilekçesi işleme alınmış. Normal. Niye normal? Türkiye’de şu anda her şey normal mi? Konjonktür normal mi? Siyaset normal mi? Hukuk, adalet normal mi işliyor mu? Bürokratların üzerinde, kaymakamların üzerinde, müfettişlerin üzerinde, valilerin üzerinde öyle bir baskı var ki biz bunu hissediyoruz. Benim bir kurumla işim oluyor, geçen dönem bile ben bunu yaşamamıştım ve hep bunu söylerdim, teşekkür ederdim. Çünkü yeni belediye başkanı olmama rağmen bütün kurumlarda çok güzel işler yapardık. Bu dönem herkes bir korku içinde, bir baskı içinde. Yani, bu verilen dilekçeyi de mecburen işleme almış, ona da saygı duyuyorum” ifadelerini kullandı. EMNİYET İFADESİ OLMADI Emniyet’e ifadenin olmadığının altını çizen Doğan, “İşte 5 müdürlüğümüz ve ilgili başkan yardımcılarımız, bu anlamda emniyet filan yok. Buradan şehirden bir muhakkik atanıyor. Biz bunu geçen sene de yaşadık. Geçen sene de şikayet ettiler bizi, hiçbir şey olmadı. Muhakkik atanıyor, burada cevap veriyorsun. Sonrasında tekrardan rapor olumsuz geliyorsa valiye gidiyor, İçişleri Bakanlığı... Böyle uzun bir süreç. Şu da var, bir şey de olabilir. Her muhakkik atanması ya da her soruşturma açılması ya da her yargılanma bir kişinin, kendim avukatım, burada avukat arkadaşlarım var, insanın suçlu olduğu ya da yargılananın suçlu olduğu anlamına gelmez. Bu anlamda biz de çıkar, hesabını veririz” diye konuştu. AMAÇ BU ŞEHİR DEĞİL Bu dönemde, Ekrem İmamoğlu’nun alındığı günden itibaren CHP’li belediyelere yapılan hem medyasal algı hem hukukun çok kötü bir şekilde bir baskı aracı olarak belediyelere kullanılmasına alışık olduklarını vurgulayan Doğan, “Bir şeyimiz yok ama biz büyük bir belediyeyiz, gözde bir belediyeyiz, sevilen bir belediyeyiz, göz önünde bir belediyeyiz. Buna da hazırlıktayız. Bunda hiçbir şey yok. Bunun cevabını veririz. Yargı nasıl işler? Muhakkik onu yapar, bunu yapar, o süreç içinde belli olur. Fakat bu şekilde bir algı yaratılmasının ve yalan haber yapılmasının, kamuoyunun yanıltılmasının ben habercilik olduğunu düşünmüyorum. Buradaki amaç ve baktığımızda o bir meclis üyesi arkadaşımızın verdiği şikayet dilekçesindeki şikayetlere baktığımızda, amacın şehir olmadığını, amacın şehir için, şehrin düzeni için bir şey olmadığını, sadece Merkezefendi’de bir karışıklık var gibi yansıtmak istediğini, çalışma arkadaşlarımızın arasında bir huzursuzluk yaratmak istediğini, ben yazılan şikayet dilekçesinden zaten çok net ve ayrıntılı bir şekilde anladığımı da ifade etmek istiyorum. Biz arkadaşlarımızla birlikte, sizlerle birlikte bu şehrin hemen hemen üçte birini birlikte yönetiyoruz. 350 bin nüfusumuz var. Tabii ki de doğru yapmaya çalışıyoruz, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Arkadaşların yanıldığı zaman, hata yaptığı zaman olabilir. Bunu tekrar anlatırız, bunun hesabını veririz, anlatmaya gayret ederiz. Ama şunu belirtmek istiyorum ki, bu şekilde çalışma arkadaşlarım, ben alışığım, ben siyasetçiyim, ben her şeyi gösteririm. Ama bu şekilde Şeniz Doğan’ı vurmak isteyerek çalışma arkadaşlarıma yapılan bu itibarsızlaştırma operasyonunu asla kabul etmediğimi bir kez daha ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. ÖNCE YANLIŞ YAPTIĞI İŞİN HESABINI VERECEK İmar ve ruhsat gibi belediyenin yaptığı bazı işlemlerden dolayı bir meclis üyesinin dilekçe verdiğinin altını çizen Doğan, “Hani belediyecilik, imar. İmar, gerçekten belediyeciliğin gövde işlerinden bir tanesidir. İmarla ilgili bir sürü, bir sürü, bir sürü madde var. Dün de bizim elimize bir karar geldi. Bazı medya organları da bu kararı paylaştı. O kararda diyor ki, o bir meclis üyesi arkadaşımızın mensubu olduğu partinin geçen dönem Büyükşehir Belediye başkanının yapmış olduğu yaklaşık 370 dönümlük yer satılmıştı. Orada usulde, satışta yanlışlık oldu, dedi. Bu büyük bir şey, bu büyük bir mağduriyet ve demiş ki kararda, 5 binlik planı Büyükşehir, binlik planı da ilçe belediyesi yapar, dedi. Usulden bozdu. Çünkü o bir bizi şikayet eden bir meclis üyesi arkadaşımızın şikayet dilekçesinde imarla ilgili olan projeler, ruhsatlar, iskanlar, bunun adı her neyse, üçte biri o bölgeyle ilgili. Yani geçmiş dönem Büyükşehir Belediye başkanının sattığı o Çakmak’taki büyük sitelerin, büyük evlerin yapıldığı yerle ilgili ne varsa oraları şikayet etmiş. Ama her ne hikmetse bizi şikâyet ediyorlar, kendileri bir satışı dahi beceremiyorlar, işte burada. Hani ben bu işleri yapıyorum, burada karışık işler var, bilmem ne kamu zararı var ya… Buradaki olay çok büyük. Eğer bu binlik plan işi çözülmezse, orada yer alan, orada inşaata başlayan müteahhitlerin hepsi büyükşehir belediyesine çok ağır tazminatlar açar ve bunun altından kalkılması zor. Önce herkes; bir yaptığı işi alelacele yangından mal kaçıracağız, onu satacağız, bunu satacağız, bunu ayarlayacağız, elimiz ayağımız dolaştı derken yanlış yaptığı işin önce bir hesabını verecek, bizi şikayet etmeden önce” diye konuştu.

25 Eylül 2025

Chp’den Denizlili Müdüre Tepki

Denizli’de Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu Ortaokulu Müdürü İbrahim Topal’ın sosyal medya hesabından CHP’ye ve Genel Başkan Özgür Özel’e yönelik hakaret ve saldırılarla dolu paylaşımları bardağı taşırdı. Kamu görevlisi kimliği taşıyan bir okul müdürünün, devletin memurluk etiğini ayaklar altına alarak AKP’nin propaganda memuruna dönüşmesine sert tepki CHP’den geldi. CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, İbrahim Topal’a ve Milli Eğitim’e çok sert sözlerle yüklendi:“Senin ne haddine CHP’ye, Genel Başkanımız Özgür Özel’e dil uzatmak! Bu ülkenin milyonlarca seçmeninin oyuyla seçilmiş Genel Başkanı’na saygısızlık etmek, aynı zamanda demokrasiye saygısızlıktır. Sen devletin öğretmenisin, çocukların geleceğinden sorumlusun. İstiyorsan siyaset yap, AKP’nin sözcülüğüne soyun ama önce müdürlükten ve öğretmenlikten istifa edeceksin. Bizim için öğretmenlik kutsaldır. Bu makamdan partizanlık değil, topluma ışık çıkar. Bunu AKP’li bir öğretmen yapınca normal karşılanıyor, ama kendilerinden olmayan bir öğretmen aynı şeyleri yapsa çoktan görevden alınıp hapse atılmıştı bile. Senin gibiler, Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu Ortaokulu’nun ve eğitimin yüz karasıdır. Buradan Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sesleniyoruz: Bu çifte standarda daha ne kadar göz yumacaksınız?” “Eğitim camiasında yeri yok” Horzum, Topal’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları da hatırlatarak sert çıkışını sürdürdü:“Topal’ın insanları hedef gösteren, ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı söylemleri eğitimle bağdaşmaz. Bir okulun başındaki kişinin bu şekilde gündeme gelmesi utanç vericidir. Bu zihniyetin eğitim camiasında yeri yoktur.” “Milli Eğitim sessiz, AKP’nin memurları pervasız” Horzum, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne doğrudan uyarıda bulunarak, “AKP’ye yakın müdürler ve öğretmenler sosyal medyada istedikleri hakareti eder, her türlü siyaseti yapar ama kendilerinden olmayan bir öğretmen aynı şeyi yapsa anında görevden alınırdı. İşte sizin adaletiniz bu! Bu sessizliğiniz, bu çifte standardınız tarihe kara leke olarak geçecek. Derhal bu müdür hakkında gerekli işlem yapılsın. Siyaset yapacaksa da öğretmenlikten ve müdürlükten istifa etsin. Bu müdürün görev yaptığı yer eğitim yuvasıdır. Bulunduğu mesleği kötüye kullanmasın. Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir” dedi. Horzum, Milli Eğitim Müdürüne ve sayın Valiye sesleniyorum “Günleriniz sayılı, bu millet sizden bunun hesabını emin olun soracak. Sizlerin de çocuklarınız var merak ediyorum bu haksız ve hukuksuz uygulamalara göz yumup, çocuklarınızın yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz? Tarih önünde hesap vereceğiniz günler emin olun çok yakın. Birazcık adalet duygunuz varsa bu ayıp size yeter. Ama maalesef adalet duygunuzu da kaybetmiş veya kaybettirilmiş durumdasınız, acınacak bir haldesiniz. Bu ve bunun gibilerin peşini bırakmayacağız, haklarında suç duyurusunda da bulunacağız. Suç duyurularımız belki şu an karşılık bulmayacak ama emin olun ki karşılık bulacağı Cumhuriyet Savcılarının geldiği günlerde olacaktır.” dedi

20 Eylül 2025

Denizli’de Terörsüz Türkiye Toplantısına Yoğun İlgi

MHP'nin ‘Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik' temasıyla 81 ili kapsayan ‘Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları' devam ediyor. Denizli’de, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın başkanlığında “Terörsüz Türkiye: Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” temalı toplantı düzenlendi. EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, teröre karşı birlik ve beraberlik mesajları verildi. Programda bir konuşma gerçekleştiren Grup Başkanvekili Erkan Akçay, 81 ilimizi kapsayacak şekilde düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye' toplantılarının Erzurum, İstanbul, Tokat, Van ve Eskişehir illerinde yapıldığını, bugün de Denizli ve Ankara'da icra edildiğini sözlerine ekledi. TOPLANTIYA YOĞUN İLGİ Toplantıya, AK Parti Denizli milletvekilleri Şahin Tin, Cahit Özkan ve Nilgün Ök, MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu Koordinatörü MYK Üyesi Turan Şahin, MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Abdullah Bahadır Alperen, AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, MHP İl Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ve çevre illerden partililer katıldı. Konuşmaların ardından partililer, “Terörsüz Türkiye” süreci hakkında görüşlerini paylaştı. Akçay, “Terörsüz Türkiye” sürecinin önemine vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı: “Bugün konuştuğunuz Terörsüz Türkiye çağrısı günübirlik bir söylem değil devlet aklıyla pekişmiş tarihi bir yöneliştir. Bu yöneliş bilge liderimiz Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından temsil edilmektedir. Terörsüz Türkiye kavramı, huzuru, güvenliği, barışı, kardeşliği, demokratik gelişmeyi de kapsayan bu değerleri içeren kapsamlı bir kavramdır. Bu süreçte pazarlık, arka kapı, paket, imtiyaz yoktur, olmayacaktır. Bu aracısız, aralıksız, bagajsız, pazarlıksız ve gizli gündemsiz bir süreçtir. Önemle belirtmek istiyorum ki 40 yıl boyunca bütün Türkiye olarak çok acı bir şekilde yaşadığımız, ağır bedeller ödediğimiz terör ve şiddet dönemini hatırlayarak bu süreci çok iyi anlayıp ve çok doğru idrak etmemiz gerekmektedir.” Akçay, terörün sona ermesiyle ülkenin kalkınmasının hızlanacağını belirterek, şöyle devam etti: “Kuzeyden güneye, doğudan batıya, tek yürek olduklarını ifade ederek, terörün bitmesiyle yatırımların büyüyeceğini vurgulayan Akçay, şunları kaydetti: Terörsüz Türkiye hedefimiz gerçekleştiğinde milli imkan ve kaynaklarımız sosyal ve ekonomik kalkınmaya ayrılacak ve ülkemize baştan ayağa yatırım ve üretim seferberliği başlayacaktır. Bu sadece terörsüz değil, aynı zamanda daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye vizyonudur. ‘Ne alındı ne verildi’ diye Terörsüz Türkiye sürecini sabote etmeye çalışanları görüyoruz. Bu bir taviz değil terörün tasfiye sürecidir. Bu sürecin hiçbir noktasında pazarlığa, müzakereye, tahammüle, gizli girişimlere yer verilmemiştir. Süreç tamamen açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmektedir ve hiçbir pazarlık da yoktur. Şehitlerimizin aziz ruhlarına, şehit ailelerimizi, gazilerimizi incitecek hiçbir adım atılmamıştır ve atılmayacaktır. Biz Terörsüz Türkiye dedikçe terörden, kaostan nemalanan, yıllardır içimize nifak tohumları saçanların uykuları kaçıyor, hayalleri kabusa dönüyor.”

11 Eylül 2025

Denizli’de Chp Yas

Cumhuriyet Halk Partisi’nde il yönetimleri dahil çeşitli kademelerde görev yapan siyasetçi Ömer Naci Yağcı sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti. Bir süredir kanser tedavisi gördüğü öğrenilen Yağcı’nın bugün tedavi altında tutulduğu hastanede durumunun kötüleştiği ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı öğrenildi. Yağcı’nın vefat haberi üzerine İl Başkanı Ali Osman Horzum ve pek çok partilinin hastaneye akın ettiği ifade ediliyor. Denizli Barosu’na kayıtlı avukat olan Yağcı’nın vefatı hem siyaset hem de hukuk camialarında büyük üzüntüye neden oldu. CHP İl Başkanı Ali Osman Horzum yaptığı açıklamada, “Önceki dönem Merkez İlçe Başkanlarımızdan Ömer Naci Yağcı hayatını kaybetmiştir.Naci Ağabeyimizi uğurlamak için 12 Eylül Cuma günü 12.30’da İl Başkanlığımız önünde tören düzenlenecektir. Daha sonra Çınar Yeni Camii’nde cuma namazına müteakip cenaze namazı kılınıp Asri Mezarlık’a defnedilecektir.Mekanı cennet olsun” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Avukat Ömer Naci Yağcı’nın ölümü nedeniyle çok üzgün olduklarını ifade ederek, “Cumhuriyet Halk Partimizin değerli ismi, kıymetli büyüğümüz ve önceki dönem ilçe başkanlarımızdan Avukat Ömer Naci Yağcı’nın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.

Devam