Nisan ayı ihracat rakamları açıklandı. Ülkemiz ihracatı nisanda yüzde 8,5 artışla 20,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. TİM tarafından açıklanan Denizli ihracatı nisan ayında yüzde 18,9 artışla 363 milyon dolar oldu. Denizli İhracatçılar Birliği'nce kayda alınan ihracat ise yüzde 14,7 artışla 281 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Nisan döneminde ise Denizli ihracatı yüzde 9 artışla 1,5 milyar dolar seviyesini geride bıraktı. Yılın geride kalan 4 aylık döneminde ihracatçılarımızın sergilediği performans, üretim ve ihracat gücümüzü açıkça ortaya koyuyor. Açıklamalarımızda sıklıkla belirttiğimiz gibi, en önemli özelliklerimizden biri de sektörel çeşitliliğimiz. Tekstil-konfeksiyondan kabloya, bakır telden tarıma, doğal taştan makine ve aksamlarına kadar tam 25 farklı sektörde ihracat yapıyoruz. Dolayısıyla, sektörlerimizin çeşitli olması, konjonktürel durumlardan da daha az etkilenmemize yol açıyor.
Nisanda İlimizin Ön Plana Çıkan Sektörlerindeki Görünüm
İlimizin tekstil-konfeksiyon ihracatı yüzde 5,8 artışla 107 milyon dolar, elektrik-elektronik ihracatı yüzde 45 artışla 83 milyon dolar, demir-demir dışı metaller ihracatı yüzde 36 artışla 60 milyon dolar, tarım ihracatı yüzde 4 artışla 29 milyon dolar, madencilik ihracatı yüzde 24 artışla 23 milyon dolar oldu.
Nisan ayında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde yüzde 46, mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinde yüzde 25, otomotiv endüstrisinde yüzde 26, kuru meyve ve mamullerinde ise yüzde 28 ile dikkat çeken artışlar kaydedildi.
Ülke Sıralamasında Zirve Her Zamanki Gibi İngiltere’nin
İlimiz ihracatında lider konumda olan İngiltere'ye ihracatımız yüzde 21 oranında artışla 48 milyon dolar olarak kaydedildi. İlimiz ihracatında ikinci sıraya yerleşen İtalya'ya ihracatımız yüzde 45 artışla 31 milyon dolar oldu. İlimiz ihracatında üçüncü sırada olan Almanya'ya ihracatımız yüzde 4 oranında azalışla 29 milyon dolar olurken; ardından gelen ABD’ye olan ihracatımız yüzde 18 artışla 27 milyon dolar oldu. İlimiz ihracatında beşinci sırada yer alan Hollanda'ya ihracatımız ise yüzde 29 artışla 20 milyon dolar olarak gerçekleşti. İtalya’nın şubat ayından sonra ihracatımızda bir kez daha ikinci sırada yer alması dikkat çekti.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin Hariç Diğer Ülkeler İçin Ek Vergileri 90 Günlüğüne Askıya Aldı
ABD Başkanı Donald Trump, 10 Nisan itibariyle Çin’den ABD’ye ithal edilecek mallara yüzde 125 gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuştu. Trump, diğer ülkeler içinse ek vergileri 90 günlüğüne askıya aldığını açıkladı. ABD Başkanı, ticaret savaşının gerekçesi olarak iki ülke arasındaki dış ticaret açığını gösterdi. Geçtiğimiz yıl ABD’nin, Çin’den 440 milyar dolarlık ürün ithal ederken, Çin’in ABD’den sadece 145 milyar dolarlık ürün satın aldığını ifade eden Trump, bu açığın “artık sürdürülebilir olmadığını” vurgulamıştı.
Konteyner Krizi Yeniden Gündeme Gelebilir
Yaşanan ticaret savaşları sonucunda Çin-ABD rotasında gemi sefer iptallerinin hızla arttığını söyleyebiliriz. Türk lojistik sektörü temsilcileri de pandemi dönemindekine benzer bir konteyner krizinin kapıda olduğu uyarısında bulunuyor. Şu anda Çin’in Shangai ve Ningbo limanlarından ABD’ye giden gemiler yaklaşık yüzde 60 boş kapasiteyle gidiyor.
Bilindiği gibi, pandemi döneminde Çin’den yükleme yapılamadığı için sonrasında artan talep nedeniyle gemilerde yer ve konteyner bulunamamıştı. Aynı tablonun yeniden oluşma tehlikesi dünya ticaretini de doğrudan ilgilendiriyor.
ABD’nin Uygulayacağı İlave Gümrük Vergilerinin Türkiye, Avrupa ve Dünya Ekonomisine Olası Etkileri
Bilindiği gibi, Türkiye yüzde 10’luk en düşük ilave vergi uygulanan ülkeler grubunda yer alıyor. Elbette Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelere karşı ABD pazarında bir rekabet avantajı elde edeceğimizi söylemek mümkün. Ancak bu ülkeler, ABD’de pazar payı kaybederlerse muhtemelen yönlerini ilk olarak Avrupa’ya çevirecekler. Hem Denizli’nin hem de ülkemizin en önemli ihracat bölgesi Avrupa. Dolayısıyla, bu ülkelerle Avrupa pazarında bir kez daha karşı karşıya gelebiliriz.
Trump’ın ticaret savaşları politikasının yarattığı bir diğer risk ise belirsizlik ortamı. Bu durum, zaten son yıllarda yavaşlayan Avrupa ekonomisinde özellikle ihracat, sanayi üretimi ve yatırım kararları üzerinden ciddi etkilere yol açabilir. Küresel ölçekte ise büyüme oranlarının düşmesine, ticaret hacminin daralmasına ve uzun vadeli olarak “korumacılığın geri dönüşü” izleniminin güçlenmesine neden olabilir. Tüm bu gelişmeler, doğrudan yabancı yatırımların azalmasıyla birlikte küresel ekonomik kırılganlıkların tekrardan gündeme gelmesine zemin hazırlayabilir.