Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
18 Nisan 2024 Perşembe
Gündem

DENİZLİ CERRAHİ HASTANESİ'NDEN UYARI

Denizli Cerrahi Hastanesi’nden Uyarı

Yazar: Mehmet BARUNDUK

Haber Giriş Tarihi: 18.03.2021 - 12:57

Haber Güncelleme Tarihi: 18.03.2021 - 12:57
haber resim

Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Bülent Kamil Aykal, genellikle bahar aylarında alerjinin oluşmasına sebep olan durumları, tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Op. Dr. Bülent Kamil Aykal, alerji ile korona virüsün nasıl ayırt edilebileceği konusunda bilgi verdi.

Türkiye’de her şehirde ve bölgeye göre farklı iklim yapısı bulunmasından dolayı bahar aylarında artan alerjik hastalıklar oldukça yaygın bir şekilde görülüyor. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Bülent Kamil Aykal, alerjinin oluşmasına sebep olan faktörleri sıralayarak, tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Vücuda hava yoluyla giren yabancı maddelere karşı vücudun vermiş olduğu enflamatuar reaksiyon sonucunda ortaya çıkan hastalık olarak alerjinin tedavisinde Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Op. Dr. Kamil Aykal; “Alerji hastalığında kesin bir tedavi yöntemi henüz olmamakla birlikte hastanın bulgularına yönelik tedavi yapılmaktadır. Biz alerji hastalarında tanıyı bir takım testleri koymaktayız. Özellikle bahar aylarında polenlerin ortaya çıkmasıyla hastaların şikayetleri artmaktadır. Hastalar bu tür alerjik şikayetleri başladığı zamanlarda bir hekime başvurmalıdır. Vücuda hava yoluyla giren yabancı maddelere (alerjen) karşı vücudun çeşitli reaksiyonlar göstermesine alerji diyoruz. Alerji hastalığı vücudun birçok sistemini etkileyebilmektedir” dedi.

“Alerjik hastalığı toplumda çok sık görülen bir hastalıktır”
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Bülent Kamil Aykal; “Burun alerjisi yani alerjik hastalığı toplumda çok sık görülen bir hastalıktır. Bu hastalık her yaşta görülebiliyor, yani bebeklikten başlayıp ileri yaşlara kadar görebildiğimiz bir hastalık. Burnumuz fonksiyon olarak nefes almamızı, vücuda burun yoluyla giren yabancı maddelerin temizlenmesi ve havanın nemlendirilmesini sağlayan bir organdır. Burun içerisinde konka dediğimiz üç adet burun eti mevcuttur. Bunlardan en çok fonksiyona sahip konka dediğimiz burnun girişindeki hava ile ilk temas eden burun etidir. Burun etleri alerjen dediğimiz yabancı madde ile karşılaştığı zaman alerjik reaksiyon neden oluyor. Bu yabancı maddeler alerjik bünyesi olan hastalarda burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, göz sulanması, burun tıkanıklığı gibi bulgulara sebep oluyor” diye konuştu.

“Özellikle mevsimsel alerji ile çok sık karşılaşıyoruz”
Genel olarak iki çeşit alerji olduğundan bahseden Op. Dr. Bülent Kamil Aykal; “Bunlardan bir tanesi en sık gördüğümüz mevsimsel alerji dediğimiz belli mevsimlerde ortaya çıkan bir alerji. Bir diğeri ise yıl boyu süren mevsimsel alerji genelde bahar aylarında çok sık görülüyor. Özellikle bu aylarda mevsimsel alerji ile çok sık karşılaşıyoruz. Daha çok Mart, Nisan, Mayıs aylarında hastaları daha çok etkilemektedir. Bahar alaylarında havada uçuşan polenler burnumuz ile temas ettiği zaman alerjik bünyeli hastalarda birtakım bulgulara sebep oluyor. Bu dönemde en çok, burun kaşıntısı, hapşırık, göz sulanması, burun tıkanıklığı ve nefes darlığı şikayetleri ile geliyorlar. Hastalarda muayene sırasında gördüğümüzde klinik olarak alerjiden şüpheleniyoruz. Hastanın burun muayenesini yaptığımızda, burun etlerinin şiş olduğunu ve renginin solduğunu görüyoruz. Hastayı muayene ettikten sonra bir takım kan ve deri testleri ile tanı koyabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Alerjinin tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Alerji hastalığında en önemli tanı yönteminin klinik muayene, tedavi konusunda ise kesin bir çözümünün olmadığını söyleyen Op. Dr. Aykal; “Alerjiden şüphelendiğimiz hastalarımızda öncelikle kan tahlili istiyoruz. Bu tahlillerde alerjene karşı vücutta oluşan (IGE) isimli antikorun yüksekliğine bakıyoruz. Bunun yanı sıra deri (prick) testi dediğimiz poliklinik şartlarında kolaylıkla yapılabilen alerji testini yapıyoruz. Bu testin özelliği kolay uygulanabilir olması ve 15 dakikada kısa bir süre içerinde sonuç verebilmesidir. Deri prick testi dünyada sıklıkla yapılan bir alerji testidir. Biz bu testi hastanemizde uygulayabiliyoruz. Deri prick testinde hastanın her iki ön kolun iç kısmına çok küçük özel iğnelerle alerjen enjekte veriyoruz. Yaklaşık 15 dakika hastamızı beklettikten sonra neye alerjisi olduğunun tanısını koyabiliyoruz. Vücudumuzda alerjiye neden olan histamink maddesidir. Biz hastalarımızı bu maddeyi baskılayarak tedavi ediyoruz bunun için antihistamink içeren bir takım ilaçlar kullanıyoruz, aynı zamanda burun etindeki ödemi enflamsyonu baskılayıcı kortizonlu burun spreyleri kullanıyoruz. İlaçlara rağmen şikayetleri azalmayan hastalarımıza ise kortizon içeren hap ve iğneler kullanabiliyoruz. Ancak bu kullanılan ilaçlar hastalarımızın bulgularını baskılıyor. Ancak hastalığı tamamen geçirmiyor. Hastamız alerji yapan madde ile tekrar karşılaştığı zaman yeniden başlayabiliyor. Bu nedenle hastalarımıza şikayetleri arttığı bahar aylarında alerji ilaçlarını kullanmalarını öneriyoruz. Yıl boyu alerjisi süren hastalarda ise uzun süreli ilaç kullanımı önerebiliyoruz. Bu hastalığın en önemli özelliği hastanın yaşam kalitesini çok düşürmesidir. Amerika’da yapılan bir çalışma sonucunda yaşam kalitesi üzerinde etkili olan hastalıklar ölçülmüş ve dördüncü sırada alerjik rinit hastalığı yer aldığı görüldü” dedi.

Korona virüs ile belirtileri aynı mı?
Alerjik rinit, grip, nezle ve son zamanlarda bütün dünyada görülen korona virüs gibi hastalıkların hepsinin üst solunum yolu hastalıkları olduğunu belirten Op. Dr. Aykal; “Bu hastalıkların çoğunun bulguları birbirlerine benziyor. Klinik muayenehanemizde alerji ile sinüziti, alerji ile korona virüsü ayırt edebiliyoruz. Çünkü alerjinin burun muayenesinde bulguları oldukça tipiktir. Bunu muayeneyle anlayabiliyoruz. Biz hastalarımızın özellikle bahar aylarında yaşadıkları burun kaşıntı, hapşırık gibi şikayetlerinde ilk olarak kulak burun ve boğaz alanında uzman bir hekime başvurması oldukça önemli. Bu hastalığın ilerleyen dönemlerde hastanın yaşam kalitesini bozmaması için erken müdahale büyük önem taşıyor. Hastalarımız bu dönemlerde gerekli ilaçları kullanarak rutin hayatlarına dönebilirler” ifadelerini kullandı.

KAYNAK: İHA

Abone Ol
En İlgi Çeken Haberler