Günümüzde, özellikle gençler arasında çok yaygın olan madde kullanımı maalesef ciddi ve ölümcül bir problem haline geldi. Genellikle meraktan ve “bir kereden bir şey olmaz” düşüncesiyle sosyal ortamlarda denenmesiyle başlanan madde kullanımı çoğu zaman bırakmayı deneme, bırakma ve tekrar başlama süreçleriyle devam ederek kronik bir hale gelebiliyor. Madde kullanımında erken tanı ve tedavi ise büyük önem taşıyor.
Madde bağımlılığıyla ilgili Psikiyatri Uzmanı Dr. Hüseyin Alaçam www.objektif20.com’a konuştu.
“BİR KEREDEN BİRŞEY OLMAZ DEMEYİN BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR”
“Madde bağımlılığı aslında bir halk sağlığı sorunudur. Uyuşturucu maddeye kişilerin başlamalarında ki en önemli nedenlerden biri merak duygusudur. Sosyal çevrelerinde ki akranları tarafından kabul görülme, dışlanmak istemedikleri içi “bir kereden bir şey olmaz” mantığıyla maddeye yönelebiliyorlar. Bir kere madde aldıktan sonra bana bir şey olmaz ben bağımlı değilim düşüncesiyle birkaç sefer daha madde kullanan kişiler zamanla bağımlı hale geliyor. Madde bağımlılığı bir grip gibi, bir kanser gibi bir hastalık değil tüm toplumu etkileyen kronik bir hastalıktır, çünkü madde bağımlısı olan bir kişinin en az 5 kişiyi bağımlı yaptığını görüyoruz. Bir kereden bir şey olmaz demeyin bir kereden çok şey olur.”
UYUŞTURUCU MADDE ASLINDA DEPRESYONUN KENDİSİ
“Madde kullanan kişi çalışamadığı için, sosyal ilişkileri çok bozulduğu için maddi anlamda ciddi kayıplar meydana geliyor ve maddeye ulaşması içinde yasadışı işlere yönelmeye başlıyor. Hırsızlık, gasp veya diğer yasadışı işlere yönelirken topluma da ciddi zarar veriyor, bu durum yakın çevrelerini ve ailelerini kaybetmeye kadar gidiyor. Kişinin kendisini yetersiz ve dışlanmış hissetmesi daha çok depresyona iten neden olabiliyor, uyuşturucuyu depresyondan kurtulmak için kullanan kişiler kendilerini farkında olmadan kaçtıkları mutsuzluğun içinde buluyorlar.”
MADDE BAĞIMLILIĞI 13 YAŞIN ALTINA İNDİ
Psikiyatri Uzmanı Dr. Hüseyin Alaçam, Denizli’de madde kullanımının 13 yaşın altına indiğini belirterek “ Küçük yaşlarda çocuklarında madde kullandığını görüyoruz. Genellikle anne baba madde bağımlısı veya satıcıysa maalesef bu kişilerin çocukları da madde kullanımına daha yatkın oluyorlar. Bu nedenle madde kullanan ebeveynlerin çocuklarının daha riskli grupta olduğunu söyleyebiliriz”
EN BÜYÜK GÖREV ANNE-BABALARDA
“Anne babaların çocuklarını çok iyi gözlemlemeleri gerekiyor. Çocuk aileyle birlikte daha az zaman geçiriyorsa, çok para harcıyorsa, arkadaş çevresi değiştiyse, eve geç geliyorsa ve nerede olduğunu söylemiyorsa, madde kullanımına ılımlı bakıyorsa, kişisel temizliğine daha az özen gösteriyorsa, her zamankinden daha öfkeli ve gergin ise bu noktada ebeveynlerin daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bu belirtiler ergenlik döneminde de görülebilen belirtilerdir fakat ergenlik döneminde bu davranışlar daha uzun zamanda değişkenlik gösterir madde kullanımında ise aniden değişim meydana gelir.
Çocuğunun madde kullandığını fark eden ailelerin öncelikle soğukkanlı olmaları gerekiyor. Bu dönemde çocuğu suçlamak yerine, kendini çocuklarının yerine koyup onu madde kullanımına iten nedenlerin ne olduğunu anlamaları gerekir. Madde bağımlılığı süreci hiçbir zaman ailenin tek başına yönetebileceği bir süreç değil. Mutlaka bir Psikiyatri Uzmanından profesyonel yardım almaları gerekiyor. Özellikle ailelerden ricam çocuklarının madde kullanımını tespit ettikten sonra Denizli’de bulunan Pamukkale Üniversitesi ve Denizli Devlet Hastanesi AMATEM merkezlerine başvuruda bulunsunlar” ifadelerinde bulundu.